30 Bin Üyemize Katılın
E-Bülten yayınlarımız için abone olun.


“Enerji Depolama, Yerli-Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Çok Daha Etkin Kullanılmasına İmkan Sağlayacaktır”

İSTANBUL (Enerji Portalı) – Endoks Energy’de Büyümeden Sorumlu Direktörü Dr. Alper Terciyanlı, geçtiğimiz haftalarda yayımlanan “Elektrik Depolama Faaliyetleri Yönetmeliği Taslağı” ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Endoks Energy’de Büyümeden Sorumlu Direktörü Dr. Alper Terciyanlı, geçtiğimiz haftalarda yayımlanan “Elektrik Depolama Faaliyetleri Yönetmeliği Taslağı” ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Terciyanlı, hızla gelişen teknolojinin etkisiyle gündemde kendisine önemli bir yer bulan enerjide dijitalleşmeye dikkat çekerek:

“Yenilenebilir-dağıtık enerji üretimi ve elektrikli araçlar ile birlikte önemli bir yer tutan enerji depolama konusunda ülkemizde de sektörün önünü açacak bir adım adım atılmış olması gerçekten çok olumlu ve sevindirici bir gelişme. Bu noktada EPDK yetkilileri başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür etmek gerekiyor.

“Yerli-yenilenebilir enerji kaynaklarının çok daha etkin kullanılmasına imkan sağlayacaktır.”

Son kullanıcılar, tedarik şirketleri ve sistem işletmecilerinin etkileşiminde gelecekte önemli bir araç olacak enerji depolama teknolojisi, dağıtık üretilen enerjinin tüketim noktasına en yakın yerde, gerektiği kadar ve zamanında tüketilmesine, bu sayede toplam sistem verimliliğinin artırılarak maliyetlerin azaltılmasına ve en önemlisi yerli-yenilenebilir enerji kaynaklarının çok daha etkin kullanılmasına imkan sağlayacaktır.”

Terciyanlı, yönetmelikle ilgili beş noktanın altının çizilmesi gerektiğini ifade ederek:

“Öncelikle taslağa baktığımızda depolama tesisleri beş ana başlıkta değerlendirilmektedir: (i) Üretime entegre, (ii) Müstakil, (iii) Tüketime entegre, (iv) Sistem işletmecisi tarafından tesis edilecekler ve (v) Ar-Ge kapsamında üniversiteler ve Teknopark’lar bünyesinde tesis edilecekler.” diye belirtti.

Terciyanlı, üretime entegre enerji depolama tesisleri ile ilgili şöyle aktardı:

“Enerji depolama tesislerinin, üretim tesisinin üreteceği enerjiyi ve/veya bu enerjiden elde edeceği ticari kazancı maksimize edebilmesine imkan sağlayacak şekilde konumlandırıldığı anlaşılmaktadır. Fakat beşinci maddenin altıncı fıkrasında yer alan ‘Elektrik depolama faaliyetleri kapsamında şebekeye verilen elektrik enerjisi herhangi bir teşvik veya alım garantisi kapsamına girmez.’ ifadesi bu konumlandırma açısından bakıldığında birçok soruyu da beraberinde getirmektedir.

Tanımlar kısmında yer alan entegre enerji depolama tesisi ifadesinden başlayarak, üretilen ve depolanıp tekrar şebekeye basılan enerjinin nasıl ölçüleceği ya da bunun üretim tesisinin kurulu gücünü aşmamak kaydıyla gerçekten ölçülmesine gerek olup olmadığı gibi sorular sorulabilir. Bu açıdan ilgili maddenin ilk bakışta amaçladığı konumlanışı daha net ifade edecek şekilde değerlendirilmesi ve tekrar ifade edilmesi faydalı olabilecektir.

Bu maddede dikkate çeken bir diğer husus ise dördüncü fıkrada yer alan ‘Herhangi bir teşvik veya alım garantisi kapsamındaki entegre enerji depolama tesislerine sahip üretim tesisi olan lisans sahibi tüzel kişiler, santrallerinin anlık çıkış güçleri hiçbir zaman kurulu güçlerini geçmeyecek şekilde önlem almakla yükümlüdür.’ ifadesidir. Daha önce lisanssız GES’lerdeki demand sınırlamasında yaşanan uygulamaya dair problemlerin giderilmesi açısından buradaki anlık çıkış gücü ifadesinin ‘demand’ yani 15 dakikalık ortalama çıkış gücü şeklinde ifade edilmesi daha doğru ve teknik bir ifade olabilecektir.”

Müstakil enerji depolama tesisleri ile ilgili Terciyanlı şu değerlendirmelerde bulundu:

“Müstakil enerji depolama tesisleri ile ilgili madde kapsamında ise kurulu gücü 10 MW’tan büyük depolama tesislerinin yan hizmetler, 15 MW’tan büyük olanların ise lisans alarak yan hizmetler ve piyasa faaliyetleri kapsamında tesis edilmesine imkan sağlanmaktadır. Bu noktada dağıtıma gömülü enerji depolama tesisleri için bu kurulu güçlerin ayrıca tanımlanması ve daha alt sınırların belirlenmesi sektörün gelişimi ve yayılımı açısından faydalı olabilecektir.”

Sektörün yaygınlaşması ve yeni iş modellerinin çıkması açısından en önemli madde olarak tanımladığı tüketime entegre enerji depolama tesisleri ile ilgili Terciyanlı,  şunları kaydetti:

“Konunun büyük oranda öz tüketim ve ihtiyaç odaklı değerlendirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Yedinci madde bu açıdan önemli olduğu için ilgili fıkraları burada tekrar verebiliriz:

  • En az 50 kW kurulu güce sahip tüketim noktalarına, ilgili abone tarafından kurulu gücü sözleşme gücünü aşmayan enerji depolama tesisi kurulabilir.
  • Tüketime entegre enerji depolama tesisi vasıtasıyla elektrik depolama faaliyetleri; sadece ilgili tüketim tesisinin ihtiyacı için kurulur. Tüketime entegre enerji depolama tesislerinin şebekeye enerji vermemesi esastır. Tüketime entegre enerji depolama tesislerinin şebekeye enerji vermeleri durumunda bu enerji ticarete konu edilmez ve enerji piyasasına ilişkin herhangi bir teşvik mekanizması kapsamında değerlendirilmez.
  • 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 14’üncü maddesi kapsamında ihtiyacının üzerinde ürettiği elektrik enerjisini sisteme veren tesislere ilişkin olarak; şebekeye verilen ihtiyaç fazlası enerji için ödeme yapılmayan tesislere, sözleşme güçlerini aşmamak kaydıyla entegre enerji depolama tesisi kurulabilir. Şebekeye verilen ihtiyaç fazlası enerji için ödeme yapılan tesislere veya bu tesislerin ilişkilendirildiği tüketim noktalarına entegre enerji depolama tesisi kurulamaz.”

Terciyanlı, ev tipi depolamaların kurulumunun ve buralarda depolanıp (şebekeden veya çatı GES’lerden) şebekeye verilen enerjinin herhangi bir ticari faaliyet kapsamında değerlendirilmesinin bu yönetmelik taslağı ile sınırlandırıldığını ifade ederek:

“Bu nedenle, ilk maddede yer alan güç sınırının kaldırılması ile ev tipi ve üretime entegre hibrit depolama çözümlerinin önünün açılması sağlanabilir.” dedi.

Diğer önemli husus ise ihtiyaç fazlası olup şebekeye verilen enerjinin herhangi bir durumda ticarete konu edilememesi diyen Terciyanlı, bu konuda şu hususları dile getirdi:

“Tüketim birimlerine tesis edilecek (10kW altı dahil başlayarak) enerji depolama tesislerinin tedarik şirketleri başta olmak üzere bu anlamda lisansa sahip olan/olacak şirketler tarafından serbest tüketici benzeri bir yapıda değerlendirilmesi, bu enerji depolama birimlerinin yönetilmesi ile elde edilen kapasitenin ve enerjinin piyasada ticari ya da yan hizmetler kapsamındaki faaliyetlerde kullanılmasının mümkün kılınması özellikle dağıtım sisteminin daha verimli ve etkin işletilmesi açısından birçok avantajı da beraberinde getirecektir.

Bu kapsamda ihtiyaç fazlası enerjinin şebekeye verilebilmesi için konunun yakın zamanda çıkması beklenen/umulan “aylık ve/veya yıllık mahsuplaşma” ile birlikte ele alınması faydalı olabilecektir. Bu sayede orta vadede dağıtım sistemine tesis edilecek birçok dağıtık üretim ve depolama tesisinin (aslında milli servetimizin) birden fazla amaç için ve daha etkin biçimde kullanılarak milli ekonomimize daha fazla katkı sağlaması da mümkün olabilecektir.”

Terciyanlı sözlerini, “Yeni hizmet ve iş modellerini hayatımıza sokacak bu yönetmeliğin, en kısa zamanda ve sektörün yaygınlaşmasına ve derinleşmesine imkan sağlayacak şekilde yürürlüğe girmesi dileğiyle…” diyerek tamamladı.

1 Yorum

  • fırat gül dedi ki:

    İnsanları yenilenebilir enerjiye, özellikle evleri apartmanları, özendirme konusunda adım atılmalıdır. Değilse elin doğalgazı ile elektrik üretme gibi bir saçmalığa devam ederiz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.