ANKARA (Enerji Portalı) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası Açılış Töreni’nde enerji, petrol ve doğal gaz hakkında açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başkent Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası Açılış Töreni’ne katıldı.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kalyon Holding tarafından inşa edilen güneş paneli fabrikasının açılışında olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğunu ifade ederek Türkiye’nin ilk ve tam entegre güneş paneli üretim tesisinin ülkeye, millete ve enerji sektörüne hayırlı olmasını diledi.
Başkent Organize Sanayi Bölgesi’nin kendisi için farklı bir yeri olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Organize Sanayi Bölgesi’nin temelini kendisinin attığını hatırlattı.
Konya Karapınar’daki bin megavatlık güneş enerjisi santralinin de devreye girmesiyle Türkiye’nin bu alanda muhteşem bir tesise kavuşacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplam yatırım bedeli 1 milyar doları bulan 2 bin 600 futbol sahası büyüklüğündeki bu santralle hem 2 milyon vatandaşın yıllık enerji ihtiyacının karşılanacağını hem de 2 milyon ton fosil ve karbondioksit salınımının engelleneceğini kaydetti.
“Yenilenebilir enerji kaynaklarından istifade ediyoruz.”
Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak için millî enerji ve maden politikasını hayata geçirdiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri paylaştı:
“Dışa bağımlılığımızı azaltmak için yerli ve yenilenebilir enerjinin enerji sepetimizdeki payımızı artıracak yatırımlara hız verdik. 2019 yılında elektriğimizin yüzde 62’sini yerli ve yenilenebilir kaynaklardan ürettik. 2002 yılında yenilebilir kaynaklardan elektrik üretimimiz yüzde 26,3’ken, bu sayı 2019’da yüzde 48’e, bu yılın Temmuz sonu itibariyle de yüzde 49,2’ye yükseldi.
2019 yılında güneş enerjisinden elde ettiğimiz elektrikle yaklaşık 4,1 milyon hanenin elektrik tüketimini karşıladık. 2002’de 12305 megavat olan yenilenebilir enerji kurulu gücümüz, 2020 Temmuz sonu itibariyle 46679 megavata çıktı. Daha önce termik santraller ve hidroelektrik santralleri Türkiye’nin baz yükünü karşılarken bugün rüzgardan, güneşten, jeotermal, biokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından istifade ediyoruz. Tek bir kaynağa bağımlı kalmadan farklı enerji kaynaklarını sisteme dâhil ederek enerji üretim altyapımızı zenginleştiriyoruz.
Hâli hazırda Türkiye’nin kurulu gücünün yarısı temiz enerji kaynaklarından oluşuyor. Güneş enerjisi kurulu gücünde dünyada 13’ncü, Avrupa’da yedinci sıradayız. Bugün güneşten elektrik üretimimiz toplam elektrik üretimimizin yaklaşık yüzde 4’nü oluşturuyor. Bu yıl ilk defa güneş ve rüzgâr santrallerimizin toplam elektrik üretimimizdeki payı yüzde 10’un üzerinde gerçekleşti.”
“Sevr’e boyun eğmeyeceğiz“
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akdeniz’de Türkiye’nin hak ve hukukunu korumaya yönelik attıkları adımların da enerji dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak için hayati öneme sahip olduğunun altını çizerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Özellikle Doğu Akdeniz’de ne işimiz var diye soran muhalefetin bu hususları iyi dinlemesini, iyi öğrenmesini istiyorum. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’den Libya’ya kadar farklı cephelerde yürüttüğü mücadele sadece bir hak mücadelesi değil, bir istikbal mücadelesidir. Vatanımızı savunmak için ne kadar önemli gayretler veriyorsak, bugün Mavi Vatan’ı savunmakta o derece önemlidir.
Bir asır önce nasıl millet olarak Sevr’i yırtıp atmışsak, bugün de Doğu Akdeniz’de ülkemize dayatılmaya çalışılan Sevr’e boyun eğmeyeceğiz. Yüzde 100 haklı olduğumuz bu meselede şayet korsanlığa prim verirsek gelecek nesillerin yüzüne bakamayız.”
“Hiçbir tehdit ülkemizi bu bölgede var olduğu tahmin edilen zengin petrol ve doğal gaz kaynaklarından mahrum bırakamaz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte Misak-i Millî sınırlarına sahip çıkılmamasıyla, adalar meselesinde ürkek davranılmasıyla çok büyük maliyetler ödendiğini dile getirerek, şu açıklamaları ekledi:
“Sadece uğrunda şehitler verdiğimiz toprakları kaybetmedik, aynı zamanda güneyimizdeki zengin enerji kaynaklarının da dışında bırakıldık. Aynı şekilde Ege ve Akdeniz’de yüzleştiğimiz kronik sorunların temelinde bu dönemde yapılan yanlış hamleler bulunuyor. Zamanın şartlarına sığınarak hataları örtmeye çalışmak kolaycılıktır.
Türkiye, Doğu Akdeniz’de hakkını sonunu kadar aramakta kararlıdır. Hiçbir sömürgeci güç, hiçbir tehdit ülkemizi bu bölgede var olduğu tahmin edilen zengin petrol ve doğal gaz kaynaklarından mahrum bırakamaz. Biz hiç kimsenin hakkına, hukukuna el uzatmıyoruz. Biz medeniyetler beşiği Akdeniz’de gerilim ve kavga da istemiyoruz. Biz sadece milletimizin hakkını, Kıbrıs Türklerinin hukukunu savunuyoruz.”